Cannes Film Festivalinde en iyi yönetmen ödülü alan, Oscarlarda da en iyi yabancı film kategorisinde dokuz filmlik kısa listeye giren Polonya yapımı Cold War, 1950'lerin soğuk savaş atmosferinde yaşanan tutkulu bir aşk hikayesini konu alıyor. Polonya'da bir folklor topluluğunun seçmeleri sırasında tanışan, farklı geçmişlere ve farklı mizaçlara sahip şarkıcı Zula ve müzisyen Wiktor'un imkansız aşkını anlatan hikaye, aynı zamanda o yıllarda Avrupa'da yaşanan kutuplaşma ve bunun sonucu ortaya çıkan devasa kültürel değişime de ayna tutuyor. Senaryoyu da kaleme alan yönetmen Pavel Pawlikowski, hikayeyi yazarken kendi ailesinin hayatından ilham almış (yönetmenin gerçek hayattaki anne babasının isimleri de Zula ve Wiktor imiş). Pawlikowski'nin filmi görsel açıdan çok başarılı. 1.37:1 oranlı dar çerçevesi ve siyaz-beyaz renkleriyle sanki gerçekten 50'lerde çekilmiş bir film izlenimi veriyor. Ayrıca başroldeki her iki oyuncu da siyah/beyaz fotoğrafçılık için harika yüzlere sahip. Ancak, anlatılan hikayedeki karakterler birbirlerine çok uzak. Bu iki aşığın bir arada olmaları gerektiğini ben film boyunca bir türlü hissedemedim. Pawlikowski ve görüntü yönetmeni Lukasz Zal uygun hikaye anlatıcılığından çok ruh hali, çerçeveleme ve kompozisyon konusuna daha motive olmuşlar gibi. Film perdede çok klas gözükse de, on yıla yayılan bir aşk hikayesini anlatmakta 88 dakikalık süre yetersiz kalıyor. Sanki filme bazı sahnelerin eklenmesi hikayeyi daha destekleyebilirmiş. Hem karakterler hem de filmin odağındaki romantizm yeterince geliştirilememiş. Ben dışarıda kopardığı gürültüye bakıp, Cold War'u daha çok seveceğimi düşünmüştüm, ama biraz beklentilerimin altında kaldı. Pawlikowski'nin yaptığı işteki titizliği etkileyici, ama ortaya çıkan son ürün yeterince ilgi çekici değil.
Benim Notum: 7 / 10
Benim Notum: 7 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder