3 Aralık 2018

111. The Guilty


Ben böyle deneysel projeleri seviyorum: The Guilty'nin tamamı tek bir odada ve -birkaç saniye görünen diğer figüranları saymazsak-  tek bir aktör ile geçiyor. 112 acil yardım servisinde görevli polis memuru Asger (Jakob Cedergren), kaçırılan bir kadından bir yardım çağrısı alıyor. Zamana karşı bir yarışa giren Asger, telefon başında geçen 85 dakika boyunca hem olayın içindeki kişileri hem de polis arkadaşlarını arayarak kadını kurtarmaya çalışıyor. 

Beş yıl önce Halle Berry'nin başrolde oynadığı, benzer bir konuyu ele alan The Call diye yavan bir film vardı. O filmin yapmak isteyip de yapamadıklarını The Guilty mükemmel bir şekilde başarıyor.  2018 Sundance Film Festivalinde seyirci ödülü alan, yıl boyunca birçok prestijli festivalden de ödüllerle dönen filmde tüm gerilimi telefondan duyduğumuz seslerle yaşıyoruz. Ama o  da ne gerilim!.. Film izleyiciye sanki bir kitap okuyormuşcasına olayları kafasında canlandırma imkanı tanıyor. Yönetmen Gustav Möller tansiyon yaratmak için illa bir şeyleri görmemizin gerekli olmadığını ispat ediyor. Hatta bazen görmediğimiz, ama hayalimizde canlandırdığımız tablolar daha korkunç olabiliyor.  Elbette başroldeki Jakob Cedergren'in etkileyici performansı ve akıllıca yazılmış virajlarla dolu bir senaryo bu gerilimin sağlanmasında en büyük katkıyı sağlıyor. Filmin ses efektlerinden sorumlu kişi de özel bir tebriği hak ediyor. The Guilty, ilk dakikasından finale dek kendini ilgiyle izleten, perdedeki öyküden bir an olsun kopmadığınız başarılı bir psikolojik gerilim.

Benim Notum: 8 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder