Şu anda Amazon Prime Türkiye servisinde de izleyebileceğiniz One Night in Miami, 1964 yılında Miami'de bir otel odasında bir araya gelen o yılların dört ünlü siyahi şahsiyetini odağına alıyor. Efsane boksör Muhammed Ali, soul müziği şarkıcısı Sam Cooke, futbol oyuncusu Jim Brown ve insan hakları savunucusu Malcolm X, Muhammed Ali'nin ilk kez dünya ağır sıklet boks şampiyonluğunu ilan ettiği maçın gecesinde, bir kutlama yapmak üzere Hampton House otelinde buluşuyorlar. Elbette gerçek hayatta böyle bir buluşma gerçekleşmiş değil, ama Kemp Powers tarafından yazılmış bir tiyatro oyunundan uyarlanan senaryo, böyle bir buluşma gerçekleşmiş olsaydı dönemin bu ikon isimlerinin o dönemin sosyo-kültürel problemleri ve özellikle de Amerika'da ırk ayrımcılığı ile ilgili neler konuşmuş olabileceklerini kurgu bir hikaye üzerinden aktarıyor.
Bizim oyuncu olarak tanıdığımız, hatta If Beale Street Could Talk ile iki sene önce bir de Oscar alan Regina King bu ilk yönetmenlik denemesinde sınıfı geçmeyi başarıyor. Özellikle bu dört siyahi ünlünün seyirciye tanıtıldığı açılış bölümü son derece canlı ve tempolu sahnelere sahip. Uzun diyaloglarla ve tek bir mekanda geçen orta bölümde ise senaryonun bir tiyatro oyunundan uyarlandığını iyice hissediyoruz. Bu bölümde film biraz ritmini kaybeder gibi oluyor. Neyse ki, dakikalar ilerledikçe konuşmalar gittikçe ilginçleşiyor ve film bizi içine çekmeyi başarıyor. Özellikle Malcolm X'in diğer üç karakter ile sırasıyla karşı karşıya geldiği diyaloglar hem o dönemi hem de bu kişilerin nereden geldiklerini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Filmde öne sürülen bazı fikirlerin ve argümanların bugün hala aynen geçerli olduğunu görmek ise, Amerika'da ırkçılık konusunda 57 yıldır bir arpa boyu yol gidilmediğini düşündürtüyor.
Benim Notum: 7 / 10