3 Ekim 2013

Stories We Tell

Belgesel deyince akla sadece National Geographic'tekiler gelmemeli. Son zamanlarda izlediğim, başta Senna ve Searching for Sugar Man (ya da izleyip de blogda yazamadığım The Imposter) olmak üzere birçok başarılı belgesel,  içlerinde soluksuz izlenen dramatik öğeler barındıran gerçekten yaşanmış insan hikayeleriydi. Stories We Tell de öyle. Daha 6 yaşında başladığı oyunculuk kariyerinde The Sweet Hereafter, Dawn of the Dead gibi filmlerde rol alan ancak daha sonra Hollywood şatafatına sırtını çevirip yönetmenlik eğitimi almaya karar veren Sarah Polley, kameranın arkasında müthiş olgun işler yaratıyor (Away from Her, Take this Waltz). Bu kez son derece kişisel bir projeyle kamerayı kendi ailesine çeviriyor; kardeşleri ve babası dahil tüm aile bireylerini bir dedektif edasıyla sorgulayarak geçmişi ile ilgili bir sırrı ortaya çıkartıyor. Filmin çekim tekniğine dair öyle bir detay var ki, -şimdi burada söyleyip seyir zevkinizi kaçırmayayım- bunun gerçekten bir belgesel olup olmadığını sorgulatabilir. Ama türü ne olursa olsun, izlerken hissettiklerimiz gerçek. Sarah Polley çok etkileyici bir deneysel çalışmaya imza atmış. (8)

FRAGMAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder