29 Kasım 2012

Cloud Atlas

Dominos Pizza'dan eve sipariş verenlerden misiniz? Oğlum sağ olsun biz en sıkı müşterilerindeniz bu zincirin. Dominos'un "bol malzemos" diye bir pizzası var. Adı üzerinde salam, sucuk, sosis, jambon, mantar ne buldularsa dayamışlar. Fikir başta cezbedici olsa da, bu pizzayı denediğinizde hiçbir şeyin lezzetini tam olarak alamadığınız karman çorman bir karışımla baş başa olduğunuzu anlıyorsunuz. Şimdi bu pizza muhabbeti de nereden çıktı diyeceksiniz, hemen konuya bağlıyorum: Cloud Atlas'ı izlerken nedense aklıma hep işte bu "bol malzemos" geldi. Matrix'in yaratıcıları Wachowski kardeşlerin (yanlarına Tom "Run Lola Run" Tykwer'i de alarak) çektikleri Cloud Atlas, 1800'lerden 2300'lere uzanan altı farklı hikayeyi paralel bir şekilde anlatıyor. "Hepimiz birbirimize bağlıyız, bizim şimdi yapacağımız bir seçim 500 yıl sonraki bir insanın hayatını etkileyebilir" şeklinde özetlenebilecek felsefi bir temaya sahip film, görsel yönüyle göz doldursa da, içine girmesi zor bir hikayeye sahip. Aynı aktörün ağır makyajlarla altı farklı role birden soyunması bu "dezoryantasyon" durumunu daha da körüklüyor. Mutlaka çok sevenler ve "filmin içerdiği derin anlamı sen kavrayamamışsın" diyenler de çıkacaktır. Gidin görün, kendi kararınızı verin. Benim açımdan Cloud Atlas yüksek bir prodüksiyon kalitesine sahip, ama olmak istediği "muhteşem epik film" mertebesine ulaşamamış bir yapım. Çünkü "bol malzemos" her zaman iyi bir şey değildir. (6)  

7 Kasım 2012

Skyfall

Ellinci yılına ulaşan Bond filmlerini başroldeki aktöre göre farklı dönemlere ayırmak mümkün. Roger Moore'lu yıllarda gülünç bir karaktere, Pierce Brosnan ile ise bir süper kahramana dönüşen 007, nihayet Daniel Craig sayesinde Sean Connery saygınlığına yeniden kavuşuyor (arada Timothy Dalton filan da vardı, ama onu zaten hatırlayan yok). Adele'in sesinden müthiş bir jenerikle açılan Skyfall, kaliteyi hiç düşürmeden iki buçuk saati tamamlıyor. Spektaküler aksiyon sahneleri bakımından (örneğin bir Casino Royale'e göre) biraz tutumlu olsa da, Skyfall'un en ağırbaşlı ve sağlam temelli Bond filmi olduğu kesin. American Beauty'nin Oscar'lı yönetmeni Sam Mendes, Bond serisine bir nevi olgunluk aşısı yapmış. Skyfall'un son karesinde perdeye şu iki yazı yansıyor: "50 years of Bond" ve "007 will return". Eğer böyle gelecekse buyursun hoş gelsin, başımızın üstünde yeri var!.. (8)  

5 Kasım 2012

Looper

Zamanda yolculuk hikayeleri çoğu zaman kendi içinde bir takım paradokslar içerir. Looper çok iyi yazılmış bir senaryo ile bu tuzakları zekice çözümlüyor ve filmin sonunda "e peki ama o adam oradaysa, şu adamın öyle olmaması lazım" tarzı hayal kırıklıkları ile salondan ayrılmanızın önüne geçiyor. Çok özgün bir hikaye değil belki, filmin genel karanlık atmosferi ve bir karakterin yaşlı halinin gelecekten geçmişe yollanması hemen 17 yıl önceki 12 Monkeys filmini akla getiriyor (tesadüf, onda da Bruce Willis vardı), ama 12 Monkeys'den kopya çekilmiş demek de yönetmen Rian Johnson'a haksızlık olur. Looper sağlam kurgusu, göz dolduran oyunculukları (Cid'i oynayan o küçük çocuk dahil) ve tatmin edici sonu ile iyi bir bilim-kurgu/aksiyon örneği, bu senenin en iyi yapımlarından biri. (8)

Not: Bu arada Joseph Gordon Levitt'i makyajla Bruce Willis'e benzetelim derken ayar kaçmış, bizim Atilla Taş'a benzetmişler. Fragman için tıklayın .