30 Mayıs 2024

Furiosa: A Mad Max Saga

 



Bundan tam dokuz yıl önce, yine bu blogda Mad Max: Fury Road için yazdığım yazıda aynen şöyle demişim: "Aksiyon sineması tarihine baktığımızda, bazı filmlerin kilometre taşları olduklarını görürüz. 1981'de Raiders of the Lost Ark, 1988'de Die Hard, 1991'de Terminator 2, 1999'da The Matrix ve 2008'de The Dark Knight sadece gişe başarısı elde etmekle kalmadılar, sinemada aksiyonu yeniden tanımlayan filmler olarak tarihe geçtiler. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki Mad Max: Fury Road da aksiyon sinemasında bir kilometre taşıdır." Aradan geçen yıllar bu yorumun geçerliliğini pekiştirdi. Emektar George Miller'ın çektiği film bilgisayar efekti içermeyen, gerçek araçların ve dublörlerin kullanıldığı inanılmaz takip sekansları, mükemmel set tasarımları ve dur durak bilmeyen enerjisi ile aksiyon sinemasında hala bir zirve. 

İşte dokuz yıl sonra George Miller hemen hemen aynı set ekibi ile geri dönüp bir Mad Max filmi daha çekme kararı aldığında, beklentilerin tavan yapması çok doğal. Ama Furiosa'yı Fury Road ile karşılaştırmak haksızlık olur. Çünkü birçok açıdan farklı bir film var karşımızda. Birinci farklılık hikayenin yapısında: Fury Road bize iki gece üç gün süren tek bir takip macerasını izletiyordu. Furiosa ise o filmde Charlize Theron'un canlandırdığı kadın savaşçının hayatını çocukluğundan başlayıp 15 seneye yayılan bir süreçte anlatıyor. Bölüm başlıkları ile birbirinden ayrılmış, 5-6 kısımdan oluşan destansı bir hikaye sunuyor. İkinci farklılık filmin tonunda: Fury Road pür aksiyondu, biz seyirciler sanki bir havan topunun içine yerleştirilmiş mermi gibi filmin başında ateşleniyor ve iki saat boyunca uçuyorduk. Furiosa ise karakter gelişimine ve sakin anlara daha fazla zaman ayırıyor. Bu sayede genç Furiosa'yı daha iyi anlıyor, onun geçirdiği duygusal değişimi ve intikam arzusunun kökenlerini daha fazla benimsiyoruz. Nihayetinde, aslında şöyle ilginç bir şey oluyor: Furiosa filmi, Fury Road filmini daha da iyi bir hale getiriyor. Şimdi bu iki filmi arka arkaya izlemek (önce Furiosa, sonra Fury Road olacak şekilde) mükemmel bir deneyim olacak.

Karakter gelişimine zaman ayrılıyor dedim ama bu, filmin aksiyonu yetersiz anlamına gelmesin. Özellikle filmin ortalarındaki bir takip sahnesi özlediğimiz o çılgın kinetik enerjiyi yine fazlasıyla önümüze servis ediyor. Artık 80'ine yaklaşan George Miller, Mad Max’e özgü o görsel - işitsel dünyayı yeniden kurmayı başarıyor ve günümüzde birçok aksiyon filminin ulaşamadığı estetik seviyeyi yine  yakalıyor. Furiosa belki Fury Road'dan bir adım geride kalıyor, örneğin önceki filme göre bilgisayar kökenli görüntülerin daha fazla olduğu hissediliyor. Görüntü yönetmeni Simon Duggan’ın ham çekimlerinin bilgisayar üzerinden şekillendirildiği belli oluyor. Ama tüm bunların filme zarar verdiği söylenemez. Furiosa yine de bu senenin en iyi filmlerinden biri. Fury Road 10 üzerinden 9 ise, Furiosa 10 üzerinden 8. 

Benim Notum: 8 / 10

    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder