20 Ağustos 2021

The Suicide Squad

 


2016'da çekilen David Ayer imzalı ilk Suicide Squad filmi dünya çapında 750 milyon dolar gişe geliri elde etse de, eleştirmenleri ve çizgi romanın hayranlarını pek tatmin edememişti. Ben de o film ile ilgili bu blogda şöyle yazmışım: "Filmin genel problemi şöyle eli yüzü düzgün, sürükleyici bir olay örgüsüne sahip olmaması. Senaryo o kadar sallapati ki, bir süre sonra bu çatlaklar çetesinin başına ne geldiğini umursamıyoruz. Onların bir takım olabileceğine de asla inanmıyoruz. Sonuç olarak Suicide Squad ilginç olmayan bir hikayeyle ve birbirinden kopuk sahnelerle ilerleyen, duygusuz bir özel efekt şovundan öteye gidemiyor."

Warner Bros beş yıl sonra projeyi bu kez Guardians of Galaxy'nin yönetmeni James Gunn'a emanet etmiş, Gunn'ın "çekerim ama R-rated (yani yetişkinlere yönelik) olacak" şartını da kabul ederek. Yani aslında böylece James Gunn Marvel'dan diğer tarafa, DC'ye geçiş yapmış. Stüdyonun yönetmen seçimi ve onu zincirlerinden kurtarması da çok isabetli bir tercih olmuş. 2021 model The Suicide Squad ilk filmde eksik olan neredeyse her şeyi yerine koyuyor. İyi yazılmış sürükleyici bir senaryo, kalabalık bir kadroya rağmen her karakterin hak ettiği karakter gelişimine sahip olması, başta Idris Elba (Bloodshot) olmak üzere çok iyi oyunculuklar bizi perdede izlediğimiz maceraya kilitliyor ("perdede izlediğimiz" ifadesini özellikle seçtim, The Suicide Squad tam bir sene aradan sonra bir sinema salonunda izlediğim ilk filmdi).  

Pandemi nedeniyle The Suicide Squad muhtemelen ilk filmin ulaştığı gişe rakamlarına erişemeyecek. Ama kesinlikle bu çok daha iyi bir film. Şöyle anlatayım: ilk filmi izledikten sonra sinemadan çıkarken o birbirinden kopuk grubun bundan sonra ne yapacağı umurumda bile değildi. Ama The Suicide Squad'ı izledikten sonra bu tuhaf ama eğlenceli çetenin bir sonraki maceralarını görmeyi dört gözle bekliyorum.

Benim Notum: 8 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder