28 Şubat 2023

Şubat Filmleri

 




Şubat ayında izlediğim filmler ve puanlarım:



The Whale 8


To Leslie 7,5

Holy Spider 7,5

Plane 7

Sharper 7




Fire of Love 6,5

Mad God 6


Film isimlerinin üstüne tıklayarak, o filmle ilgili detaylara ulaşabilirsiniz.

2023'te şu ana kadar izlediğim film adedi: 24


27 Şubat 2023

Women Talking

 



Modern dünyadan uzakta, kapalı bir komün hayatı yaşayan dini bir tarikatta ardı ardına bazı cinsel taciz vakaları gerçekleşiyor. Saldırganların kefaletle serbest bırakılacağı öğrenilince, tecavüze uğrayan kadınlar bir karar vermek üzere toplanıyorlar. Karşılarında üç seçenek vardır: ya hiçbir şey yapmayacaklar, ya tarikatta kalıp bu düzeni değiştirmek için savaşacaklar, ya da tası tarağı toplayıp o diyardan gidecekler. Sarah Polley'nin bu sene en iyi film ve en iyi uyarlama senaryo dallarında Oscar adayı olan filmi işte bu 48 saatlik müzakere sürecini anlatıyor. Senaryo Miriam Toews'un aynı adlı romanından uyarlanmış. İşin ilginci, yazar Miriam Toews'un kendisi de 2007 yılında bir tarikattaki baskıcı ortamı anlatan Silent Night isimli filmde rol almış. Toews daha sonra o filmdeki rolünden esinlenerek Women Talking romanını yazmış. 

Sarah Polley'nin filmi başkaldırının eşiğine gelen ve yenilgiyi kabul etmeyen kadınların etkileyici bir tasviri. Women Talking'e bir #MeToo hareketi filmi demek işin kolayına kaçmak olur, bence film bundan çok daha fazlasını anlatıyor. Bu, ülkemiz dahil dünyanın pek çok farklı noktasında nesillerdir devam eden bir mücadelenin hikayesi. Polley, insanların neden sadece kadın oldukları için bu kadar korkunç baskı ve şiddete katlanmak zorunda kaldıklarını sorguluyor. Bu soru film bittikten sonra da uzun süre kafamızda yankılanıyor.

Film Rooney Mara, Claire Foy ve Jessie Buckley'nin başını çektiği  bir grup kadın oyuncunun olağanüstü performansları ile dolu. Hikayede pek çok karakter var ama en küçük rollere bile parlamaları için bir şans verilmiş. Women Talking anlatılması gereken bir hikayeyi sarsıcı bir şekilde anlatan, neredeyse bir manifestoya dönüşen etkileyici bir film.

Benim Notum: 8 / 10





26 Şubat 2023

Knock at the Cabin

 



Şehirden uzak, ormanın içindeki bir kulübede tatile çıkan küçük bir kız ve ailesi silahlı bir grup tarafından rehin alınıyor. Sanki bir tarikatın üyesi gibi görünen bu tuhaf grubun aileden bir talebi var: Aranızdan birini kurban olarak seçin, yoksa gerçek kıyamet günü gelecek ve dünyada tüm yaşam sona erecek. 

M. Night Shyamalan çok sevdiği "alacakaranlık kuşağı" hikayelerine geri dönüyor. 1999 yılında en iyi film ve en iyi yönetmen dahil altı dalda Oscar'a aday olan The Sixth Sense gibi bir başyapıtı bizlere sunan, bu başarısını Unbreakable, Signs ve The Village gibi üstün yapımlarla sürdüren yönetmen,  2006'daki Lady in the Water ile düşüşe geçmeye başlamış, sonrasında gelen The Happening ve The Last Airbender gibi felaketlerle iyice dibe vurmuştu. Endüstri kendisine sırt çevirince, Shyamalan 2015'te oldukça küçük bir bütçeyle ve tanınmamış oyuncularla çektiği The Visit'in tüm masraflarını kendi cebinden karşılamak zorunda kaldı. Yokluklar içinde çekilen The Visit bir anlamda Hint asıllı yönetmenin "yeşil sahalara geri dönüşünün" bir müjdecisi gibiydi. İyi bir sinemacının eski formuna kavuşmasının işaretleri ard arda gelen Split ve Glass filmlerinde de devam etti. Bu son filmi Knock at the Cabin ise eleştirmenleri ikiye bölmüş gibi görünüyor. Ben daha çok beğenenlerin tarafındayım.

Ne çekerse çeksin, seyircisini filmin içinde tutmayı beceren bir yönetmen M. Night Shyamalan. Burada da beynimizi kurcalayıp duran bir merak duygusunu filmin büyük bir kısmında canlı tutmayı başarıyor: Kıyamet gerçekten kapımızda ve onu önlemek mümkün müdür, yoksa bu dört kişi zihinleri QAnon benzeri bir komplo teorisine mahkum olmuş bir takım meczuplar mıdır? Yönetmen, filmin sonunda bu soruya gayet net bir cevap sunuyor. Belki de bu sorunun cevabı seyirciye bırakılsa, tüm boşluklar doldurulmasa daha etkili bir final olabilirdi. Bir Shyamalan filmi seyrettiğiniz için, ister istemez sürprizler ve olay örgüsünde ani twist'ler olabileceğini düşünmeden edemiyorsunuz. Ama film düz bir çizgide devam ediyor ve o düz çizgide sona eriyor. Shyamalan'ın bu filmdeki sürprizi finalde herhangi bir twist olmaması herhalde. Yine de, içerdiği sinemasal değerleri ile, gerilimi sürekli yüksek tutan kamera hareketleri ile ve oyunculuk kalitesinin yüksekliği ile son tahlilde beğendiğim bir film oldu Knock at the Cabin.   


Benim Notum: 7,5 / 10

7 Şubat 2023

Plane


Gerard Butler'ın başrolde oynadığı filmde, Singapur'dan Japonya'ya gitmekte olan bir yolcu uçağının pilotu, korkunç bir fırtına sonrasında Filipinler'de gözlerden uzak küçük bir adaya zorunlu iniş yapmak zorunda kalıyor. Yolcular kazayı ucuz atlattık diye sevinirlerken indikleri adanın yasa dışı çetelerin hüküm sürdüğü bir savaş bölgesi olduğunu öğreniyorlar ve yeni bir hayatta kalma mücadelesi başlıyor.

Plane her haliyle tam bir doksanlı yıllar aksiyon filmi. Öyle ki, sanki 1993 yılında Bruce Willis ve Wesley Snipes'ın başrollerde oynaması için yazılmış bir senaryo, film şirketinin ofislerinde bir çekmecenin içinde unutulmuş, otuz yıl sonra da birisi bulmuş, "hadi bunu çekelim" demiş gibi. Ama bunu kötü anlamda söylemiyorum. Plane o yılların aksiyon filmlerinin o özlediğimiz havasını yeniden yaşatmayı başarıyor. Gerard Butler bu tür rollere yakışıyor. Air Force One ve Behind Enemy Lines filmlerinin bir karışımı diyebileceğimiz hikaye baştan sona belli bir gerilim duygusunu canlı tutmayı da beceriyor. Elbette bu aksiyon sinemasında yeni bir çığır açacak bir film değil, bu yıl izleyeceğiniz en iyi film de değil. Ama sonuçta vaad ettiği şeyleri yerine getiren, çok şey beklemeden izlenebilecek, sürükleyici bir doksanlar nostaljisi.   

Benim Notum: 7 / 10