12 Ocak 2012

Sherlock Holmes: A Game of Shadows

İki yıl önceki ilk filmin klasik Sherlock Holmes hikayelerine yeni ve yaratıcı bir soluk getirdiğini kabul etmekle birlikte, biraz Guy Ritchie'nin kurgu masası oyunlarına kurban gittiğini düşünmüş, anlatılan öyküyü de fazla karışık bulmuştum. Ritchie bu kez ilk filmdeki iyi yönleri geliştirirken, aksaklıkları da büyük ölçüde gidermiş. Bir kere başı sonu belli olan, derli toplu bir senaryo var karşımızda, kime ne olduğunu anlamak için filmin sonuna kadar kafası karışmış bir şekilde beklemek zorunda kalmıyoruz. Ayrıca Sherlock Holmes'un karşısına kendi gibi çok zeki ama kötü ruhlu bir ana karakter, Moriarty'yi yerleştirmek ilginçliği arttıran bir faktör olmuş. Londra'nın izbe sokaklarından kurtulup, Fransa, Almanya ve İsviçre'ye uzanan macera, öyküye biraz Bond lezzeti de katmış. Çekinerek gittim, ama kesinlikle ilk filmden daha iyi. (7) SİNEMADA İZLENDİ

10 Ocak 2012

Yeni bir yıla başlarken...

2012'ye küçük değişikliklerle giriyoruz. İş hayatımdaki bazı gelişmeler nedeniyle 150 film izleyebilme konusunda geçen yılki kadar iddialı değilim bu sene... İzlediğim filmleri yazmaya devam edeceğim elbette, ama bir yetiştirme telaşı olmadan, kasmadan, daha "az ve öz"... Blog başlığı 150Film olarak kalsa da, "sayım suyum yok" bu sene.

Buraya ilk kez yolu düşenler için not: sağ sütundaki blog arşivi kısmından son iki senede yazdığım 280 film kritiğine ulaşabilirsiniz, ya da yukarıdaki arama kutucuğunu kullanabilirsiniz.

Sağlıklı ve huzurlu yıllar herkese.