Bundan tam elli yıl önce, 1969 yılının yaz aylarında gerçekleştirilen ve insanoğlunun aya ilk kez ayak basması ile sonuçlanan Apollo 11 operasyonunu anlatan bir belgesel. Yönetmen Todd Douglas Miller Amerikan Ulusal Arşivine dalıp yüzlerce saatlik görüntü ve binlerce saatlik ses kaydını tarayarak, ortaya olağanüstü bir iş çıkarmış. Belgeselde herhangi bir anlatıcı yok, sonradan çekilmiş röportajlar yok. Film tamamen o sekiz gün boyunca çekilen gerçek görüntülerden ve kontrol merkezindeki gerçek telsiz konuşmalarından oluşuyor. Bu da filmdeki otantisite etkisini daha da arttırıyor.
Beni en çok etkileyen filmin inanılmaz görüntüleri oldu. Sanki film ekibi bir zaman makinesine binmişler, yanlarına bugünün teknolojisi ile donatılmış HD kameralarını almışlar ve 1969 yılına gidip çekimleri gerçekleştirmişler gibi. Görüntüler o kadar canlı, o kadar taze, o kadar net. Filmin sonunda akan yazılarda, arşiv görüntüleri üzerinde bir restorasyon çalışması yapıldığını okudum. Ama bu restorasyon öylesine başarılı olmuş ki, sanki izlediğimiz kareler elli sene öncesinden değil de, geçen seneden gibi. Film Türkiye'de gösterime girmediği için ben bir televizyon ekranından izlemek zorunda kaldım, ama Amerika'da sinemalarda IMAX formatında gösterilmiş. Gerçekten de, örneğin fırlatma rampasına taşınan dev bir roketin o ihtişamlı görüntüsünü tam sindirebilmek için filmi mümkün olan en büyük perdede izlemek lazım aslında.
Hikayenin sonunu bilmemize rağmen, filmdeki birçok sahneyi sanki bir gerilim filmi izler gibi izliyoruz. Bunun da nedeni Todd Douglas Miller'ın mükemmel kurgusu (yönetmen aynı zamanda kurgu işini de üstlenmiş). Örneğin, ay yüzeyine iniş sırasında, Miller gerçek kamera görüntülerinin üstüne ekranın köşesine yakıt durumunu gösteren bir kadran yerleştiriyor. Bilgisayarın yanlış yönlendirmesi sonucu bir kraterin içine yuvarlanacakken son anda iniş erteleniyor, ama bu arada yakıtın da tükenmekte olduğunu takip edebiliyoruz. Çeşitli alarm kodları ekranda yanıp sönüyor. İşte tüm bu gerçek anları koltuğumuzun köşesinde nefesimizi tutarak, "acaba yakıt bitmeden inmeyi başarabilecekler mi" diyerek izliyoruz.
Belgesel deyip geçmemeli. İyi yapıldığı zaman diğer birçok dramanın önüne geçebiliyor. Apollo 11 bunun çok başarılı bir örneği. Birinci dakikasından itibaren ekrana yapışarak izledim. Şiddetle tavsiye ederim.
Benim Notum: 8 / 10
FRAGMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder