"Nasıldı" diye soran birine iki-üç cümle ile tarif etmesi zor bir film Kelebekler. Film sona erdiğinde beynimden geçen hakim hissiyat "tuhaf bir şey izlediğim kesin, ama ben bu tuhaf şeyi çok sevdim" şeklindeydi. Absürd komedi tanımlaması üzerinde genel bir mutabakat var, ama ben bunun bir absürd komedi olduğuna da tam katılamıyorum. Tamam, filmde ilk bakışta absürd gelebilecek birçok sahne var (astronotlar, patlayan tavuklar, vesaire) ama bu detayların gayet mantıklı açıklamaları da sunuluyor bilahare.
İki sene önce Sarmaşık ile son derece başarılı bir psikolojik gerilime imza atan Tolga Karaçelik, üçüncü filmi Kelebekler'le "takip edilmesi gereken yönetmenler" listemdeki yerini sağlamlaştırıyor. Bu seneki Sundance Film Festivalinde Büyük Jüri Ödülü alan Kelebekler, babalarının daveti üzerine yıllar sonra bir araya gelen ve doğdukları köye geri dönen üç kardeşin hikayesini anlatıyor. İlk bir saatinde sevimli bir yol hikayesi olarak başlayan film, geçmişle hesaplaşmanın ve acı hatıralarla yüzleşmenin ön plana çıktığı, köyde geçen ikinci bölümde biraz daha drama kayıyor. Ama arada hınzır çıkışları da ihmal etmeden. Seyircisini sürekli şaşırtmayı beceren Kelebekler'de, çok iyi yazılmış karakterler filmi alıp götürüyor. Hele o finaldeki "kör çoban" sürprizi, salonu ağzımız kulaklarımızda terketmemizi sağlıyor. Zeki ve yaratıcı bir sinemacının bir finansal yardım olmadan da (film Kültür Bakanlığı desteğinden yararlanamadı) nasıl fark yaratabildiğini cümle aleme gösteren, "yılın en iyileri" listeme gireceğini şimdiden ilan edebileceğim, sıradışı bir film Kelebekler.
Benim Notum: 8 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder