12 Aralık 2013

The Hunger Games: Catching Fire

Bir kere en baştan şunu söylemeli: Açlık Oyunları'nın bu ikinci halkası kesinlikle ilkinden daha iyi. İlk bölümde karakterleri daha doğru dürüst tanımadan paldır küldür birbirini doğramaya girişen gençleri seyretmiştik. Üstelik de "en son hayatta kalan kazanır"  teması fena halde başka bir filmden (Battle Royale) araklanmış gibi duruyordu. Bu bölümde ise herkesi daha yakından tanıma ve anlama fırsatı buluyoruz. Belki de üç kitaptan oluşan serilerin sinema uyarlamaları için genel olarak bu saptama yapılabilir (örneğin Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde de her bölüm bir öncekinden daha iyidir). Seyirci ilk bölümde bir karakter bombardımanı ile karşılaşır, kimin ne olduğunu anlayana kadar film biter. İkinci bölümde ise taşlar daha bir yerine oturmuştur, artık duyguların ve entrikanın derinine inilebilir. Catching Fire'da da aynen öyle oluyor: Hem Katniss, hem de Peeta'yı daha iyi anlıyoruz, onların gerçekten mutlu olmalarını istiyoruz, şu beyaz sakallı adama gününü göstermelerini istiyoruz. Ve sinemada yerimizden kalkıp çıkışa yönelirken de bir sonraki bölümü bir an önce görmek istediğimizi düşünüyoruz. (8)

FRAGMAN 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder