Guillermo del Toro'nun son filmi Nightmare Alley 1930'ların sonunda Amerika'da gezici bir sirkte yaşananlarla başlıyor. Panayır da diyebileceğimiz bu mekanda bir işçi olarak çalışmaya başlayan Stan (Bradley Cooper) buradaki sözde medyumlardan öğrendiği numaralarla kendine bir kariyer yolu çiziyor. İnsanları iyi seçilmiş birkaç kelimeyle manipüle etme yeteneğine sahip hırslı bir düzenbaz olan Stan, zamanla sirkten ayrılıp büyük şehirde kendi gösterilerini yapmaya başlıyor. Ancak orada kendisinden bile daha tehlikeli bir kadın psikiyatristle karşı karşıya gelince hayatı alt üst olmaya başlıyor.
Nightmare Alley tüm Guillermo del Toro filmlerinde olduğu gibi öncelikle prodüksiyon tasarımı ile dikkati çeken bir film. Yönetmenin her sahnede kılı kırk yaran bir hassasiyetle çalıştığı, her detaya dikkat ettiği hemen fark ediliyor. Filmin yapım hikayesinde de yönetmenin bu aşırı titizliğinin yansımaları mevcut. Örneğin, panayır sahnelerindeki dekorlar için Del Toro 30'lu 40'lı yıllardan kalma gerçek sirk eşyalarını bulmuş getirmiş. Ya da panayır alanında yerlerin sürekli çamurlu görünebilmesi için bütün bir set arazisinin altına su boruları döşettirmiş. Detaylara gösterilen bu özen karşımıza gelen son üründe görsel bir ziyafet olarak kendini belli ediyor.
Filmin oyuncu kadrosu müthiş: Başrolü üstlenen Bradley Cooper’a; Cate Blanchett, Toni Collette, Rooney Mara, Willem Dafoe, Richard Jenkins, Ron Perlman ve David Strathairn gibi her biri başka filmlerde tek başına filmi sürükleyebilecek kalibrede usta isimler eşlik ediyorlar. Del Toro'nun bir sinemacı olarak her zaman en güçlü noktalarından biri olan görsel algısı bu filmde tam anlamıyla çiçek açmış durumda. Işık yönetimi ve özellikle de gölgelerin kullanımı güçlü bir karamsarlık ve umutsuzluk duygusunu besliyor. Nightmare Alley, Pan's Labyrinth ve The Shape of Water ile birlikte yönetmenin sanatsal açıdan en iyi olduğu işlerden biri. Senenin en iyi hissettiren filmlerinden olmayabilir ama kalıcı bir iz bıraktığı kesin.
Benim Notum: 8 / 10