Gözlerden uzak bir ormanda, sakin bir yaşam süren bir çiftin hayatı, bir gece evlerine baskın düzenleyen bir hippi tarikatı tarafından alt üst ediliyor. Eşi Mandy vahşice öldürülen Red (Nicolas Cage) testereli, baltalı aşırı kanlı bir intikam yolculuğuna başlıyor. Üç başlık aşağıda "Sorry to Bother You" için yazdığım yazıda, "daha önce gördüğünüz hiçbir şeye benzemiyor" demiştim; erken konuşmuşum. Panos Cosmatos'un filmi ateşlendiğiniz bir gecede gördüğünüz rüyalara benziyor, hatta kabuslara demek belki daha doğru. Filmin ilk yarım saati boyunca "bu ne deli saçması" diyerek filme direndim biraz. O dakikalarda notum 4,5 filandı. Ama sonra, izlediklerimde mantık ve gerçeklik aramayı bırakıp, kendimi Cosmatos'un halüsinatif dünyasına bıraktım, o kırmızı renklere ve rahmetli Jóhann Jóhannsson'un büyülü müziklerine teslim oldum. Ve tuhaf bir şekilde kendimi sonuna kadar filmi ilgiyle izlerken buldum. Artık kariyerinin sonlarına geldi dediğimiz Nicolas Cage, filmin grindhouse havasına çok uygun bir seçim olmuş. Bu "kafası iyi" film seyirciyi ikiye bölecek, kimi nefret edecek, kimi bir kült film mertebesine yükseltecek. Ben ortalarda bir yerdeyim. Yeni ve enteresan şeyler denemiş, dikkate değer bir film Mandy. Ama uyarımı da yapayım: herkese göre değil, ve kesinlikle 18+.
Benim Notum: 7 / 10
Benim Notum: 7 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder