Film başlayıp da, daha ikinci dakikada perdede Haluk Bilginer görününce, önce "acaba yanlış salona mı girdik" diye düşündüm. Neyse sonra Michael Myers lafları filan geçti de hah tamam dedim. Sinemaya gitmeden önce oyunculara detaylı bakmamıştım. Meğer bizim Haluk Bilginer filmde, hem de epey önemli bir role sahipmiş. Bu sanırım bir Türk oyuncunun bir Hollywood gişe filminde en uzun süre aldığı yapım olarak tarihe geçecek. Bilginer'e birazdan yeniden döneceğiz.
Halloween öncelikle yaşattığı nostalji duygusuyla dikkati çekiyor. Bu kez filmin yapımcılığını üstlenen orjinal Halloween'in yönetmeni John Carpenter ve başrol oyuncusu Jamie Lee Curtis, 40 yıl önceki ilk filmi hatırlatmak için ellerinden geleni yapmışlar. Filmin yönetmeni David Gordon Green olsa da birçok sahnede kulağına fısıldayan kişinin usta John Carpenter olduğu çok belli. Bir kere daha açılışta John Carpenter'ın o efsane müziğinin piyano tınılarıyla film maça 1-0 önde başlıyor ("neydi o müzik" diyenler şuraya tıklayabilir). Sonrasında da özellikle Cadılar Bayramı gecesindeki sahneler 80'ler "teen slasher" tür sinemasının bütün klişelerini ardı ardına sıralıyor. Bu janrın öncüsü olan bir filmin yeniden tanıdık sularda dolaşması hoş görülebilir. Ancak filmin korku sinemasında yeni ufuklar açtığını, örneğin geçen seneki Get Out gibi türe taze bir soluk getirdiğini söylemek de zor. Bir de bu 80'ler slasher filmlerinde hep göze batan bir aksaklık vardı, perdedeki karakterler sürekli yanlış tercihler yaparlar, mantıksız kararlar alırlardı; örneğin açmamaları gereken bir kapağı açmak, girmemeleri gereken bir odaya girmek gibi. 2018 model Halloween 80'leri yeniden yaşatırken maalesef bu kusuru da beraberinde almış getirmiş. Bu filmde de Michael Myers'ın kurbanları benzer şaşkınlıkları yapıp duruyorlar. Haluk Bilginer'in canlandırdığı doktor karakteri de çok iyi yazılmamış. Doktorun bazı eylemlerinin nedeni tam anlaşılamıyor, anlaşılsa da pek inandırıcı gelmiyor. Sonuç olarak, orijinal filme, hikayeye ve karakterlere saygıda kusur etmeyen, Carpenter hayranlarını memnun edecek ama geçmişi yad etmekten öte yeni bir şey sunamayan bol kanlı bir korku / gerilim filmi yeni Halloween.
Benim Notum: 6,5 / 10
Halloween öncelikle yaşattığı nostalji duygusuyla dikkati çekiyor. Bu kez filmin yapımcılığını üstlenen orjinal Halloween'in yönetmeni John Carpenter ve başrol oyuncusu Jamie Lee Curtis, 40 yıl önceki ilk filmi hatırlatmak için ellerinden geleni yapmışlar. Filmin yönetmeni David Gordon Green olsa da birçok sahnede kulağına fısıldayan kişinin usta John Carpenter olduğu çok belli. Bir kere daha açılışta John Carpenter'ın o efsane müziğinin piyano tınılarıyla film maça 1-0 önde başlıyor ("neydi o müzik" diyenler şuraya tıklayabilir). Sonrasında da özellikle Cadılar Bayramı gecesindeki sahneler 80'ler "teen slasher" tür sinemasının bütün klişelerini ardı ardına sıralıyor. Bu janrın öncüsü olan bir filmin yeniden tanıdık sularda dolaşması hoş görülebilir. Ancak filmin korku sinemasında yeni ufuklar açtığını, örneğin geçen seneki Get Out gibi türe taze bir soluk getirdiğini söylemek de zor. Bir de bu 80'ler slasher filmlerinde hep göze batan bir aksaklık vardı, perdedeki karakterler sürekli yanlış tercihler yaparlar, mantıksız kararlar alırlardı; örneğin açmamaları gereken bir kapağı açmak, girmemeleri gereken bir odaya girmek gibi. 2018 model Halloween 80'leri yeniden yaşatırken maalesef bu kusuru da beraberinde almış getirmiş. Bu filmde de Michael Myers'ın kurbanları benzer şaşkınlıkları yapıp duruyorlar. Haluk Bilginer'in canlandırdığı doktor karakteri de çok iyi yazılmamış. Doktorun bazı eylemlerinin nedeni tam anlaşılamıyor, anlaşılsa da pek inandırıcı gelmiyor. Sonuç olarak, orijinal filme, hikayeye ve karakterlere saygıda kusur etmeyen, Carpenter hayranlarını memnun edecek ama geçmişi yad etmekten öte yeni bir şey sunamayan bol kanlı bir korku / gerilim filmi yeni Halloween.
Benim Notum: 6,5 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder