8 Ekim 2018

85. Venom

Özellikle Amerika'da eleştirmenler bu son Marvel çizgi-roman uyarlamasını yerin dibine batırmışlar, ama ben kötü bulmadım. Bir kere, sadece Tom Hardy'nin varlığı bile filmi suyun üzerinde tutmayı başarmış. Ayrıca gazeteci Eddie Brock (Tom Hardy) ile vücudunu ele geçiren simbiyot arasındaki dinamikleri keyifle izledim. Film sona erdiğinde bu "ikili"nin bir sonraki maceralarını görmek isteyeceğimi düşündüm. Filmin sorunları yok mu, var elbette. Öncelikle, Brock/Venom dışında neredeyse bütün karakterler  çok kötü yazılmış ve çok kötü oynanmış. Kız arkadaşı canlandıran, dört kez Oscar'a aday olmuş Michelle Williams kariyerinin dip noktası olarak bu rolünü gösterebilir. Kötü adamı canlandıran televizyon dizileri ile meşhur olmuş Riz Ahmed de sanki hala bir televizyon projesinde mesai yapıyormuşcasına ruhsuz, sıkıcı. Ayrıca senaryo da yer yer biraz aceleye getirilmiş gibi. Örneğin, uzaylı organizma Venom beş dakika önce "dünyanızı yok edeceğiz" diye dehşet saçarken, bir çay içme süresi içinde kendi türünü satıp "Save the World" şarkısı söyleyen bir meleğe başlıyor. O geçiş nasıl oldu anlayamıyoruz.

Çizgi-romanın hayranları daha karanlık bir Venom beklentisi ile sinemaların yolunu tutmuş ve perdede gördükleri bu eğlenceli, esprili karakter yüzünden hayal kırıklığı yaşamış olabilirler. Ben çizgi-roman karakterine pek aşina olmadığım için öyle bir beklentim de yoktu. Evet, filmin genel düzeyi sanki biraz 90'lardan kalmış gibi hissettirse de, ben eğlendim. Tom Hardy'nin oyunu, Brock ile Venom'ın diyalogları ve nefes kesen bir arabalı takip sahnesi de içeren başarılı aksiyonu için izlenebilecek bir yapım.

Benim Notum: 6,5 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder