23 Kasım 2018

106. Overlord

1944'te II.Dünya Savaşının sonlarına doğru Normandiya çıkarması ile başlayıp Paris'in kurtarılması ile biten bütün bir sürecin müttefik kuvvetler arasındaki kod adı Overlord Operasyonu imiş, bunu da bu film sayesinde öğrenmiş oldum. İşte bu harekat esnasında, bir Fransız köyüne saklanan bir grup Amerikalı asker, burada Nazilerin insanlar üzerinde deneyler yaptığı gizli bir laboratuarı ortaya çıkartıyorlar. Julius Avery'nin yönetiği film savaş filmi janrı ile zombi filmleri alt türünü birleştirmeyi deniyor. Açılıştaki paraşütçü taburunun yanan bir uçaktan atladığı 15 dakikalık nefes kesen harekat görüntüleri ile başlayan film, askerler köye yerleştikten sonra bir süre ayağını gazdan kesiyor. Bir evin içinde geçen ve "sen bi koşu köy meydanına git, başka askerler var mı bak", "şimdi sen de ilk giden arkadaşlarının peşinden git" gibi anlamsız konuşmalarla ve gidip gelmelerle geçen bu bölümde tempo iyice düşüyor. Neyse ki, ikinci yarıda Nazilerle çatışmaların başlamasıyla film yine toparlıyor. Bir diğer temel sorun da şu ki, zombi filmi olmaya soyunan bir filmde yeterince zombi yok. Sadece iki sahnede canavara dönüşmüş ve bir türlü öldürülemeyen bir adet zombi filmdeki iyi karakterin peşinden kovalıyor. Ama o sahnelerin de gerilimi yerinde, hakkını yemeyelim. Tıpkı açılıştaki tek plan çekilen uçaktan atlama sahnesi gibi, en sondaki yine tek plan çekilen yıkılan binadan kaçış sahnesi de "bunu nasıl çekmişler" dedirtiyor. Korkutucu bir zombi filmi olmaktan ziyade, iyi çekilmiş savaş sahneleri ile sınıfı geçen vasatın üzeri bir aksiyon Overlord.

Benim Notum: 7 / 10 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder