Marvel iyi yönetmenlerle çalışmaya ve bunun meyvelerini almaya devam ediyor. Geçen sene "yılın en iyileri" listeme girmiş Creed'in yönetmeni Ryan Coogler, o filmin başrolündeki Michael B. Jordan'ı ve müziklerden sorumlu Ludwig Göransson'u da yanında getirerek, Marvel dünyasına dalmış. Kendini tüm dünyadan gizlemeyi başarmış, zengin ve teknolojik olarak çok üstün Afrika ülkesi Wakanda'nın kralı ölünce, oğlu T'Challa tahta geçmek üzere evine geri dönüyor. Ama ülkenin nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda farklı düşünen ve tacı ele geçirmek isteyen bazı kötü niyetli akrabalar işleri karıştırıyor.
Şüphesiz Black Panther Marvel sinematik evreninde oldukça farklı bir yerde duruyor. Bir kere bu neredeyse tüm oyuncuları siyahi olan ilk süper kahraman filmi. Konu olarak da diğer Marvel filmlerinden farklılaşıyor: uzaydan gelen ve dünyayı yok etmek isteyen sonsuz güçlere sahip şeytani bir varlık yok filmin kötüsü olarak karşımızda. Tam tersi, filmin kötü adamı kendi ifadesiyle "Oakland'da yetişmiş bir zenci çocuk" (bu arada filmin yönetmeni Ryan Coogler da Oakland'dan). Meselesi de kıyameti getirmek değil, son derece kişisel bir derdi var. Michael B. Jordan'ın başarılı oyunu ve iyi yazılmış bir senaryo sayesinde Killmonger'ın neden bu hale geldiğini anlıyor, hatta belki ona sempati de duyuyoruz. Bu iyi çizilmiş karakter gelişimleri övgüsü filmdeki irili ufaklı tüm roller için de tekrarlanabilir.
Diğer Marvel filmlerinin aksine, Black Panther'da illa Marvel evreninden bir konuya bağlayalım, diğer maceralardan bir karakteri alalım bu öyküye dahil edelim telaşının olmamasını da ben ayrıca beğendim. Bu, başı sonu belli olan ve kendi ayakları üstünde durabilen bir hikaye. Hatta bir iki ufak değinme olmasa, Black Panther'ın Hulk, Thor, Iron Man ve diğerleriyle aynı evrende olduğunu bile düşünmezsiniz. Dolayısı ile, daha önce hiç Marvel filmi izlememiş ya da çizgi romanı okumamış olsanız da filmden keyif alabilirsiniz.
Black Panther ayrımcılığı, milliyetçiliği ve emperyalizmi reddeden politik tavrıyla özellikle Amerika'daki siyahi nüfus arasında bir kültürel fenomene de dönüştü. Bilet parasını cebinden karşılayıp, tüm sınıfını bu filmi izlemeye götüren zenci öğretmenler gördüm yabancı haber bültenlerinde. Neyse ki işin sosyolojik hengamesi bir tarafa, sinemaya dair temel nitelikler bakımından da iyi yazılmış, iyi çekilmiş ve iyi oynanmış bir yapım var karşımızda.
Benim Notum: 8 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder