Hugh Jackman ilk kez tam 17 yıl önce ilk X-Men filminde Wolverine olarak karşımıza çıkmıştı. Bu 17 yıl içinde, arada iki tane de solo Wolverine macerası olmak üzere birçok defa bu pençeli adamı izledik. Ama 17 yıldır beklediğimiz Wolverine filmi işte buydu.
Logan'da kahramanımızı daha önceki Wolverine maceralarından çok daha farklı bir durumda buluyoruz. Hasta vücudu giderek çöküyor, yaraları eskiden olduğu gibi hemen iyileşmiyor. Bir limuzin şoförü olarak geçimini sağlamaya çalışırken, bir yandan da 90 yaşına gelmiş ve bir beyin hastalığı ile mücadele eden Charles Xavier'a yani Profesör X'e bakıcılık yapıyor. Bu ikilinin hayatlarına 11 yaşında bir kız Laura dahil olunca, film bir kaçış ve yol hikayesine dönüşüyor. Pek çok bakımdan bu bir süper kahraman filminden ziyade, yaşlılığın zorluklarını geçmiş günahların vicdan azabı ile birlikte anlatan bir bağımsız film kalıplarını takip ediyor. Logan ağırbaşlı ve karanlık bir dram. Ama öyle ya da böyle bu karakterler birer X-Men ve bazı süper güçleri var. Bela onları bulduğu zaman da elbette bu güçleri kullanmak zorunda kalıyorlar.
Diğer X-Men filmlerinde ortalıkta çok fazla karakter olduğu için ağırlık daha çok olay örgüsüne veriliyordu. Karakterler de iki boyutlu olarak kalıyordu. Burada ise karakter gelişimine gereken önem veriliyor. Logan'ın yanısıra profesör Xavier'ı da daha önce hiç tanımadığımız kadar iyi tanıyoruz. Bu ikilinin arasındaki kimya da çok iyi. Ama şüphesiz filmin en büyük sürprizi küçük kız Laura ya da diğer adıyla X23. İlk bakışta Stranger Things'den Eleven'ı hatırlatan bu mutant, daha sonraki öfke patlamalarıyla Eleven'dan çok daha ölümcül bir aksiyon kahramanı olarak zihnimize kazınıyor.
Wolverine hayranları bir bakıma Deadpool'a bir teşekkür borçlu. Çünkü diğer bütün Marvel filmleri gişeyi de düşünerek 13 yaş sınırı ile çekilirken, geçen sene Deadpool bir risk almış ve R-rated yani 17 yaş sınırıyla gösterime girmişti. Deadpool'un büyük başarısından sonra yapımcı stüdyo Fox Logan'ı da 17 yaş sınırıyla çekme kararı aldı. Yetişkinlere yönelik olmanın getirdiği bu ekstra hareket alanını Deadpool daha cesur bir komedi için kullanırken, Logan daha gerçekçi ve daha şiddetli bir aksiyon için kullanmış. Evet Logan'da oldukça kanlı sahneler mevcut, kopan kolların bacakların ve hatta kafaların haddi hesabı yok. Ama bunlar sırf vahşet olsun diye çekilmiş sahneler değil, hikayenin gerektirdiği bir şiddet. Sonuçta yumruklarından uzun keskin bıçaklar çıkan bir adam bir kalabalığa daldığında ne olmasını bekliyorsak o oluyor.
Logan ilginç bir şeyi de başarıyor. Diğer X-Men filmlerinden çok farklı olmasına rağmen, film boyunca yapılan göndermelerle X-Men markasının itibarını da arttırıyor. Filmden çıktıktan sonra diğer X-Men filmlerini yeniden izlemek bu karakterlerin geçmişlerini daha iyi öğrenmek istiyorsunuz. Bu da az şey değil.
Şunu peşin peşin söyleyebilirim, Logan şimdiye kadar çekilen en iyi X-Men filmi. Ve bunu diğer çizgi roman uyarlamalarından çok farklı olmasına borçlu. Bu süper kahraman filmlerini sevmeyenler için çekilmiş bir süper kahraman filmi.
Bu yorumun YouTube videosu
Benim Notum: 8,5 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder