Üç sene önce Chad Stahelski'nin ilk yönetmenlik denemesi olarak gösterime giren John Wick aksiyon sahnelerindeki başarısıyla herkesi şaşırtmıştı. İkinci bölüm ilk filmden alıştığımız herşeyi bize tekrar sunuyor, volume düğmesini biraz daha açarak. John Wick 2, siyah beyaz Buster Keaton filmlerinden karelerle açılıyor. Buster Keaton 1920'lerde sinema dünyasında dublörlük mesleğinin öncüsü olmuş bir aktör. Kendisi de dublörlükten gelen yönetmen Stahelski burada dublörlüğün atası denilebilecek bir isme saygı duruşunu ihmal etmiyor. Sonrasında da iki saat boyunca minimum özel efekt içeren yakın dövüş ve çatışma sahneleriyle günümüzün dublörleri sahne alıyorlar.
Eğer aksiyon filmlerinde son senelerde moda olan titrek kamera hareketlerinden usandıysanız, eğer perdede bir aksiyon sahnesinin başını sonunu doğru düzgün izleyebilmek istiyorsanız, John Wick tam size göre. Yakın dövüş sahnelerinin hemen hemen tamamında kendisi oynayan Keanu Reeves fiziksel olarak çok zorlayıcı bir rolde filmi baştan sona alıp götürüyor. Her biri farklı bir koreografiye sahip dövüş ve silahlı çatışma sahnelerini izlerken onunla birlikte siz de yoruluyorsunuz. Bu stilize ve yoğun aksiyon 2012 yılından benim çok beğendiğim The Raid filmini anımsatıyor.
İlk filmde John Wick çok sevdiği eşinden son hatıra kalan köpeği öldürdükleri için Rus mafyasını teker teker temizliyordu, yani ortada basit bir intikam öyküsü vardı. Burada ise senaryo yazarları Wick'in yeniden sahaya dönmesi için bir gerekçe bulmaya çalışmışlar ama o gerekçe ilk filmdeki kadar inandırıcı değil.
Film kendi içinde kuralları olan fantastik bir yeraltı dünyası tasvir ediyor. Suç ağının "kurumsal" yüzü denilebilecek bu teşkilatın dinamikleri, hiyerarşisi, jargonu, yani kısaca mitolojisi gerçekten çok ilginç. Bir tür arındırılmış bölge olan Continental Oteli, kendi özel altın paraları, hizmet mühürleri, yüksek şura gibi ritüeller gerçekten etkileyici. Yalnız sonlara doğru bu suikastçiler dünyasındaki kişi sayısı biraz abartılıyor, Keanu neredeyse New York'ta sokaktaki herkesle çatışmak zorunda kalıyor, bu da işin ciddiyetini biraz zedeliyor.
John Wick Chapter 2'yi sevebilmek için bazı şeyleri baştan kabullenmeniz gerekiyor: Birincisi, film aşırı derecede şiddet içeriyor. Keanu Reeves film boyunca tamı tamına 128 kişiyi gayet kanlı bir şekilde öldürüyor. Ayrıca Interstellar tarzı bir senaryo da beklemeyin. Ama filmin kendine özgü çizgi roman stili diyebileceğimiz bir evreni var. John Wick 2 aksiyon vaad ediyor, hem de saf aksiyon. Ve bazı kusurları olsa da bu vaadini yerine getiriyor. Perdede şiddet sahneleri görmekten hoşlanmayanları uyaralım, adrenalin severleri ise ön sıralara alalım.
Bu yorumun YouTube videosu
Benim Notum: 7,5 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder