Disney stüdyoları geçmişteki başarılı animasyonlarını bu kez gerçek oyuncularla yeniden çekerek gösterime sunmaya devam ediyor. Cinderella ve Jungle Book'tan sonra, şimdi de belki de en başarılı animasyonları Beauty and the Beast'in canlı kanlı versiyonu karşımızda. 1991 yılında çekilen ilk Beauty and the Beast, en iyi film dalında Oscar'a aday olan ilk animasyon olarak tarihe geçmişti. Üstelik de o yıllarda en iyi film kategorisinde sadece beş film aday gösteriliyordu. Sonradan bu sayıyı ona çıkardılar. Bu arada hazır 90'lara dönmüşken Güzel ve Çirkin'in bir de televizyon dizisi vardı, hani Linda Hamilton oynuyordu, onu hatırlayan var mı? Vincent'ı sevenler el kaldırsın!..
Yeni Beauty and the Beast 1991 yapımı filmin hikaye örgüsünü neredeyse tıpa tıp takip ediyor. Sadece bazı karakterlerin geçmişleri ile ilgili bazı yeni detaylar eklenmiş. Örneğin Belle'in annesi ile ilgili daha önce hiçbir şey bilmiyorduk, bu filmde onun hüzünlü hikayesini öğreniyor ve babasının Belle'i neden bu kadar koruduğunu daha iyi anlıyoruz. Şarkılar da ilk filmle aynı, ama bundan hiçbir şikayetimiz yok. Çünkü Alan Menken imzalı "Be Our Guest", "Belle", "Gaston" ve tabii ki "Beauty and the Beast" gençlik yıllarımızdan hafızamızın köşesine yer etmiş çok güzel besteler. Bu şarkıların perdede kalabalık kadrolarla bir Broadway müzikali tarzında sergilendiği gösterişli sahneler, bana yine bu sene La La Land'i izlerken aldığım lezzetleri hatırlattı. Müzikal sevmeyenleri baştan uyarmak lazım, çünkü Beauty and the Beast her şeyden önce bir müzikal. Filmin yönetmen koltuğunun Chicago ve Dreamgirls gibi başarılı müzikallerin yaratıcısı Bill Condon'a emanet edilmesi bu bakımdan isabetli bir seçim olmuş.
Yıllardır Harry Potter'ın arkadaşı Hermoine olarak tanıdığımız Emma Watson, duru güzelliği ve eğitimli görünümüyle Belle rolünde sırıtmıyor. Canavarda, şu sıralar Legion dizisindeki David olarak tanıdığımız Dan Stevens ise özellikle şarkılardaki performansıyla şaşırtıyor. Yalnız sanki adamın canavar hali daha yakışıklı gibi, insana dönüştüğü an birden bütün karizması gidiyor.
Yeni ve taze bir yaklaşım içermeyen Beauty and the Beast 26 yıl önceki animasyonun üstüne çok fazla bir şey eklemiyor. Ama gösterişli müzikal sahneleri ve yüksek prodüksiyon kalitesiyle kendini affettiriyor. Sondaki balo sahnesinde o çok sevdiğimiz şarkının ilk notaları "tale as old as time" diye girdiğinde zaten bulutların üstüne çıkmamamız imkansız. Amerika'da sadece iki hafta sonunda 320 milyon dolar gişe rakamına ulaşan Beauty and the Beast, bu gidişle gişe hasılatı bakımından tüm zamanların en başarılı filmlerinden biri olacak gibi görünüyor. Anlaşılan bu klasik masal yeni nesillere de ulaşmış.
Bu yorumun YouTube videosu
FRAGMAN
Benim Notum: 7,5 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder