Marvel'in bizde pek bilinmeyen kahramanlarından Doctor Strange'in hikayesi, geçirdiği bir kaza sonucu mesleki yeteneklerini kaybeden bir cerrahın eski haline kavuşmak amacıyla Nepal'de bir tapınağa gitmesi ile başlıyor. Doctor Strange burada bazı mistik güçleri ve alternatif boyutları keşfediyor. Ve sonra da elbette sıra dünyayı kötülerden kurtarmaya geliyor. Sihirlerle büyülerle dolu öyküsü beni pek de sarmayan Doctor Strange'in en kuvvetli yanı elbette görsel efektleri. Kendi üstüne katlanan şehir görüntüleri akla hemen Inception'ı getiriyor. Genelde 3D'yi bir pazarlama numarası olarak görürüm ve "mümkünse almayayım" derim, ama burada 3D gerçekten filmin görselliğine büyük katkı sağlamış. Filmin diğer bir artısı ise Benedict Cumberbatch. Kibirli ve ukala karakterlerdeki başarısına Sherlock'tan aşina olduğumuz Cumberbatch, Dr.House'u andıran bu yüksek egolu cerrahı da inandırıcı bir şekilde canlandırıyor. Filmin geri kalanındaki o farklı boyutlara geçmeler, kendi vücudundan ayrılıp astral yolculuklar yapmalar filan ise bana pek ilginç gelmedi. Doctor Strange, Marvel sinematik evreninin en iyi parçalarından biri değil, ama mısır eşliğinde iyi gidebilecek keyifli bir eğlencelik.
FRAGMAN
FRAGMAN
Benim Notum: 6 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder