22 Mart 2018

24. Red Sparrow

Geçen sene Charlize Theron'un seksen sekiz adamı patakladığı Atomic Blonde tarzı bir ajan aksiyonu seyredeceğiz diye Red Sparrow'u izlemeye gidenler ummadıkları bir ters köşe yaşayabilirler. Jennifer Lawrence'ın bol bol arz-ı endam eylediği filmde ajan var ama aksiyon yok. Halbuki The Hunger Games'in son üç bölümünü (Catching Fire, Mockingjay - Part 1, Part 2) çeken yönetmen Francis Lawrence, o filmlerde aksiyon sinemasına yatkınlığını ispat etmişti bizlere. Burada ise soğuk savaş gerilimi yapayım derken donmuş kalmış. Film aslında fena da başlamıyor. Bolşoy Balesi dansçılarından biri olan Dominika Egorova, sahnede geçirdiği bir kaza sonrası bale kariyeri sona erince, Rus gizli servisinde çalışan amcasının ön ayak olmasıyla devlete ajan yetiştiren Serçeler kod adlı özel bir programa dahil oluyor. Programı bitirince de ilk görev yeri olarak, bir CIA ajanını ortaya çıkarmak üzere Budapeşte'ye gönderiliyor. O ana kadar "ne olacak acaba" diye belli bir merakla takip ettiğimiz film, işte o noktadan itibaren yokuş aşağı inmeye başlıyor. Filmin bundan sonraki iki saatlik süresinin neredeyse tamamı kapalı mekanlarda, apartman dairelerinde, otel odalarında yapılan konuşmalarla geçiyor. Dominika hikaye boyunca sözde Moskova, Budapeşte, Londra arasında gidip geliyor, ama arada bir bu şehirleri tepeden göstermeseler başka şehre gittiğini hiç anlamayacağız. Çünkü hemen hemen dış mekanda çekilmiş hiçbir takip sahnesi, çatışma sahnesi, vesaire yok. Kapalı odalarda konuşmalar, entrikalar, ve tekrar konuşmalar... Hem Amerikan hem de Rus gizli servisleri arasında mekik dokuyan serçemizin taraf değiştirme sıklığı ikinci yarıda öyle baş döndürücü bir hal alıyor ki bir süre sonra artık kime karşı dürüst olduğunu, kime oyun oynadığını anlamamaya başlıyoruz. Senaryodaki bilinçli tercih gereği Dominika'nın neler planladığını, kafasından neler geçtiğini son ana kadar biz seyirciler bilmiyoruz. Ama bu durum karakterle bir duygusal bağ kurmamızı da engelliyor ve nihayetinde kim ölmüş kim kalmış artık umursamaz hale geliyoruz. Filmdeki işkence ve cinsel taciz sahnelerinin oldukça rahatsız edici olduğunu ve 18+ sınıflandırmasını gerçekten hak ettiğini de son bir not olarak ekleyeyim.

Benim Notum: 6 / 10 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder