Final Destination filmlerinden çıkınca insan garip bir şekilde sokakta daha bir tedirgin yürüyor: sanki her an bir vida gevşeyebilir, bir tabela kafanıza düşebilir ya da bir araba yoldan çıkabilir. Daha önceki dört filmden herhangi birini izlediyseniz konuyu zaten biliyorsunuz demektir, olay akışında hiçbir değişiklik yok: yine en başta bir kazayı rüyasında görerek arkadaşlarını ölümden kurtaran bir genç ve yine "ölümü aldatamazsınız" kuralının devreye girmesi ile ölmesi gerekenlerin tek tek ölmesi... Bir süre sonra zaten "acaba şu adam ölecek mi" sorusunu bırakıp "acaba nasıl ölecek" diye beklemeye başlıyorsunuz. Tabii ölümlerin hiçbiri de şöyle doğalgaz zehirlenmesi gibi sakin sakin olmuyor, illa ki bir parçalanma, bir fışkıran kan olacak. Filmin olumlu yanları da yok değil bu arada: baştaki köprü sahnesi müthiş bir ustalıkla çekilmiş, değme felaket filmlerine taş çıkartır. Ayrıca 3D teknolojisinin çok iyi kullanıldığını kabul etmek lazım. (6) SİNEMADA İZLENDİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder