Bir konferans için Berlin'e giden Dr.Martin Harris içinde bulunduğu taksi ile bir kaza geçirip komaya giriyor. Komadan uyandığında ise başka birinin kendi kimliği ile yaşamaya devam ettiğini görüyor ve gerçek Dr.Harris'in kendisi olduğuna kimseyi inandıramıyor, çok sevgili eşini bile... 58 yaşındaki Liam Neeson yine "Taken" modunda! 2008 yılında Taken ile bir aksiyon figürü olarak küllerinden yeniden doğan Neeson, perdeyi dolduran karizması ile bu filmi de alıp götürmesini biliyor. Son yirmi dakikasına kadar oldukça sürükleyici giden ve merakla izlenen bir yapım Unknown. Ancak entrika çözüldükten sonra film çuvallamaya başlıyor ve klişeler arka arkaya geliyor. Mesela, bu tür filmlerin vazgeçilmez "anlatan adam" klişesi: kötü adam kahramanımızı neden hemen öldürmez de, önce işin içyüzünü anlatma gereği duyar. Adamı öldüreceksin zaten, herşeyi bilse ne olur, bilmese ne olur. Ama yok, şu merasimi uzatalım ki, hem seyirci ne olduğunu anlasın, hem de bu arada biri gelsin adamımızı kurtarsın. Acil bir işi çıkıp film bitmeden sinemayı terk etmek zorunda kalan bir seyirci, muhtemelen filmin tamamını izleyen birine göre daha çok sevecektir Unknown'u... Son bölümdeki savsaklığı saymazsak, ilgi çekici konusu ve Liam Neeson'ın performansı ile suyun üzerinde kalmayı başaran bir yapım yine de... (7) SİNEMADA İZLENDİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder