İlk "Eyyah Eyvah" 2010 yılının en güzel sürprizlerinden biriydi. Çok fazla bir beklentim olmadığı için geçen sene sinemalarda gösterime girdikten ancak beş hafta sonra izlemiş, izledikten sonra da şöyle demiştim: "ben son zamanlarda bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum". Sanırım o ilk film uzun seneler boyunca da beni en çok güldüren film olarak kalacak. İkinci film eski dostlarla yeniden buluşmamızı sağlayan hoş bir fırsat olması nedeniyle güzel elbette. Yer yer yine çok komik sahneler ve diyaloglar var. Ama ilk filmdeki konu bütünlüğü bu filmde yok maalesef. Sanki Ata Demirer "Hüseyin ve Firuzan, kız istemek üzere Geyikli'ye dönerler" diye klavyenin başına oturmuş, ama bu ana temayı besleyecek olay örgüsünü pek kuramamış. Hikaye birbirinden kopuk epizodlar şeklinde ilerliyor: Önce yakışıklı doktor meselesi var, sonra Müjgan'ın babası çıkıp geliyor, en sonda da bir kaçırılma öyküsü. Bunlar hep birbirine monte edilmiş bölümler gibi duruyor. Öte yandan Demet Akbağ yine döktürüyor, bu filmde çok daha fazla "dakika alan" Özge Borak da o doğal pırıltısıyla filme taze bir enerji katmayı başarıyor. Sonuç olarak, ilkinin düzeyine ulaşmasa da yine başarılı bir aile filmi var karşımızda. (7) SİNEMADA İZLENDİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder