Antalya Film Festivali'nde en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi erkek oyuncu ödüllerini toparlayan Çoğunluk, etrafımızda örneklerini çok görebileceğimiz bir orta-üst sınıf ailenin hikayesini anlatıyor. Ailenin, 20'li yaşlarının başında üniversiteye girememiş oğlu Mertkan'ın işi gücü "kanka"larıyla serserilik yapmaktır. Aileyi tanıdıkça Mertkan'daki sorumsuz ve zayıf kişilik özelliklerinin babasının baskıcı tutumundan kaynaklandığını öğreniriz. Doğu kökenli bir kız ile başlayan ilişkisi konusunda ailesinin ve hayta arkadaşlarının tutumu başlarda Mertkan'ı içten içe rahatsız etse de, zamanla evrim geçirecek ve o da "çoğunluk"a uyacaktır. Özellikle Settar Tanrıöğen ve Bartu Küçükçağlayan'ın oyunculularını başarılı bulsam da, "Çoğunluk"ta ciddi bir tempo sorunu var. Tempo derken adım başı bir aksiyon olsun demiyorum elbette. Misal, geçen senenin çok beğendiğim Türk filmlerinden, yine günümüz gençliğinin halinden bir kesit sunan ve yine dar kadrolu "Bornova Bornova"da da çok fazla hareket yoktu. Ama diyaloglarda ve kurguda soluksuz izleten müthiş bir tempo vardı. "Çoğunluk" ise pek çok yerde sarkıyor: Örneğin, ailenin rutin ve sıkıcı hayatını tasvir edeyim derken, babanın ve oğlanın her eve gelişlerinde portmanto önünde ceket ayakkabı çıkarışlarını uzun uzun göstermek gibi tekrarlar bir süre sonra filmin kendisinin "sıkıcı" olma tehlikesini yaratıyor. Ayrıca filmin Gebze'de geçen son 15 dakikası da, konsantrasyonu dağıtan ve tempoyu düşüren bir bölüm olarak kalmış. Sonuç olarak, genç bir yönetmenden nitelikli bir iş olduğunu kabul etmekle beraber, sinema izleyicisinin "çoğunluğunu" kucaklayabilecek bir yapım değil ne yazık ki... (gerçi yönetmenin böyle bir kaygısı var mıdır, ya da olmalı mıdır, o da ayrı bir konu) (6)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder