31 Temmuz 2024

Temmuz Filmleri

 



Temmuz ayında izlediğim filmler ve puanlarım:



Twisters 7,5






MaXXXine 7






Film isimlerinin üstüne tıklayarak, o filmle ilgili detaylara ya da benim film için yazdığım yazıya ulaşabilirsiniz.

2024'te izlediğim film adedi: 74






23 Temmuz 2024

Twisters

 



1996'da çekilen ilk Twister o yıllarda yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan CGI (bilgisayarda geliştirilmiş görüntüler) teknolojisi ile bizi bir kasırganın ortasına yerleştirmişti. Speed'in de yönetmeni olan Jan de Bont'un bilgisayar efektlerinin yanısıra jet motorlarını da kullanarak oluşturduğu kasırga görüntüleri sinemada bir ilkti. Steven Spielberg'in yapımcılığında çekilen film Helen Hunt'lı, Bill Paxton'lı ve Philip Seymour Hoffman'lı kadrosuyla o yılın en çok gişe hasılatı getiren yapımlarından biri olmuştu. Film aynı zamanda arka arkaya sinemalara teşrif edecek Dante's Peak, Volcano, Hard Rain, vs. gibi birçok doğal felaket filminin de öncüsü oldu. 

Neredeyse 30 yıl sonra gelen bu senenin blockbuster filmi Twisters aslında bir devam filmi değil. Çünkü ilk filmdeki karakterlerle hiçbir bağlantısı yok. İlk filmin ruhunu koruyarak oluşturulmuş bir reboot / yeniden çevrim diyebiliriz. Yapımcı koltuğunda oturmaya devam eden Steven Spielberg aslında akıllıca davranmış ve çalışan bir formülü bozmamaya karar vermiş, ilk filmin izinden gitmiş. Gelen haberlere göre Twisters bu senenin de en çok gişe getiren filmlerinden biri olacak gibi. Çok daha farklı bir kulvarda yer alan, 6 dalda Oscar adayı Minari filminden hatırladığımız yönetmen Lee Isaac Chung hikâye anlatımı ve karakter gelişimi konularındaki hünerini yüksek bütçeli bu aksiyon filminde de göstermeyi başarmış. İlk filmden farklı olarak bu kez kasırgaları sadece spektaküler doğa olayları olarak sergilemekle yetinilmemiş, yarattıkları yıkım da öne çıkarılmış. Bir küçük kasabada sıradan insanların hayatlarını nasıl olumsuz etkilediği gösterilmiş.

Twisters aslında geçen seneki Top Gun Maverick'e benzer duygular yaşatıyor. Dolu bir salonda, dev bir perdede, patlamış mısır eşliğinde yaşanacak bir 90'lar nostaljisi. İlgi çekici karakterlere ve heyecanlı kasırga sahnelerine sahip bir  aksiyon. İzlemesi keyifli bir macera. 


Benim Notum: 7,5 / 10



13 Temmuz 2024

A Quiet Place: Day One

 



2018 yapımı ilk A Quiet Place filmi herkesi çok şaşırtmıştı. Komedi dizisi oyunculuğundan gelip yönetmenliğe soyunan John Krasinski bu ilk büyük bütçeli filminde basit bir konseptten yola çıkıp sıkı bir gerilim yaratmayı başarmıştı. Post apokaliptik bir gelecekte, sese aşırı duyarlı bir takım yaratıklara karşı hayatta kalma mücadelesi veren bir ailenin hikayesinin anlatıldığı filmde sessizlik filmin ana oyuncularından biri haline dönüşüyor, sinema salonlarında seyirciler mısırlarını hışırdatamadan perdeye kitlenip kalıyorlardı. İkinci film covid sonrası sinemalara dönmeye başladığımız günlerde, 2021 yaz aylarında gösterime girdi. John Krasinski aynı başarıyı ikinci filmde de sürdürdü, hatta gerilim unsurunu bir tık daha arttırdı.

O ikinci filmin en başında olayların başlangıcını gösteren kısa ama çok etkileyici bir "Day 1" bölümü vardı. Uzaylı istilasının ilk gününü anlatan o bölüm ailenin yaşadığı küçük kasabada geçiyordu. Bu üçüncü filmde işte yine o ilk günü izliyoruz, ama bu kez çok daha büyük bir lokasyona, New York şehrine gidiyoruz. O gün tanıştığı Eric adlı bir adamla birlikte Manhattan adasında mahsur kalan Samira'nın hayatta kalma mücadelesine tanıklık ediyoruz.

Olaylar devasa New York'a taşınınca ve seride de üçüncü film olunca bunun bol patlamalı, bol aksiyonlu, yüzlerce figüranın oradan oraya savrulduğu epik sahnelerle dolu bir kıyamet hikayesi olmasını bekleyebilirsiniz. Ancak Day One oldukça küçük ölçekli bir film. Evet, arka planda kısa kısa da olsa yıkılan köprü görüntüleri ya da gökdelenlere tırmanan yaratık manzaraları var. Ama Day One daha çok merkezindeki iki karakterin yaşadıklarına odaklanan oldukça duygu yoğunluklu bir film. İlk iki filmi yöneten John Krasinski bu kez yönetmen koltuğunu Michael Sarnoski'ye devretmiş, kendisi sadece senaryoya katkıda bulunmuş. 2021 yılında benim çok sevdiğim Nicolas Cage'li Pig filmini çeken Michael Sarnoski, Pig'de çokça hissettiğimiz o bağımsız film havasını buraya da taşımış.

İlk iki filmdeki "aman bastığımız yere dikkat edelim, çıt çıkarmayalım" şeklinde özetlenebilecek pazarlama malzemesi bu üçüncü filmde artık etkisini biraz yitirmişe benziyor. Ön plandaki iki karakterin hikayeleri de ilk iki filmdeki aile kadar ilginç değil. Day One, biraz gazı kaçmış kola gibi hissettirse de özellikle başroldeki Lupito Nyongo'nun başarılı performansı ve yönetmen Michael Sarnoski'nin etkileyici görüntüleri ile sınıfı geçen bir film.


Benim Notum: 7 / 10     

6 Temmuz 2024

Inside Out 2

 




2015 yılında çekilen ilk Inside Out çok orjinal bir fikirden yola çıkıyor ve içimizdeki Sevinç, Korku, Öfke ve Üzüntü gibi duyguları yaşayan konuşan birer karakter haline getiriyordu. Riley adındaki bir kız çocuğu yeni bir şehre ve yeni bir okula alışmaya çalışırken, onun beynindeki bir kontrol odasında ikamet eden bu duygular onun hareketlerine yön veriyorlardı. Film o sene en iyi animasyon dalında Oscar almış, en iyi orjinal senaryo dalında da Oscar'a aday olmuştu. Bu devam filminde Riley artık 13 yaşına gelmiştir ve yepyeni ve daha karmaşık duygularla başetmek zorundadır. Riley ergenlik yıllarına uyum sağlamaya çalışırken, ilk filmdeki eski duygular ise yerlerini almaya çalışan Kaygı, Kıskançlık, Sıkıntı, Utanma ve İmrenme ile bir iktidar mücadelesine girişeceklerdir. 

İlk filmin en büyük kozu taptaze bir fikri alışılmadık bir bakış açısı ile izleyicilere sunmasıydı. Bu kez o özgünlük unsuru biraz etkisini yitirmiş gibi. Ancak film yine de ergenlik yaşlarına özgü o sürekli değişen bir sosyal dinamikte yönünü bulabilme kaygısını ve o umutsuz kabullenilme ihtiyacını güzel bir şekilde anlatıyor. O yıllarda her şey bir yerlere, bir şeylere ait olma ile ilgili değil midir (ve bunu hepimiz yaşadık değil mi)? Disney Pixar, Luca ve Turning Red'den sonra ergenlik dönemini mercek altına alan hikayelere devam ediyor. Kelsey Mann'ın yönettiği film aslında birkaç farklı yaş grubuna birden hitap ediyor. 10 yaşından küçükler neler olduğunu tam anlamasalar da filmin renkli enerjisine kapılacaklar, 10 yaşından büyükler kendi hayatlarıyla paralellikler kuracaklar, onlarla birlikte sinemaya gelen anne-babaları ise eminim geçmişe dönecekler, belki birkaç gözyaşı bile dökecekler. 

Inside Out 2'yi şu anda sinemalarda izleyebilirsiniz. İlk film Inside Out ise Disney Plus'ta sizi bekliyor.


Benim Notum: 7 / 10