En son Cannes Film Festivalinde Altın Palmiye kazanan, geçenlerde açıklanan Oscar adaylıklarında da en iyi yabancı film dalında aday olan Shoplifters, Tokyo'nun bir kenar mahallesinde tek göz bir evde yaşayan ve marketlerden hırsızlık yaparak geçinen yoksul bir ailenin hikayesini anlatıyor. Bir gün yine bir arakçılık işinden dönen baba ve oğul sokakta terkedilmiş küçük bir kız çocuğu buluyorlar ve onu evlerine götürüyorlar. Kızın kendi ailesi tarafından şiddet gördüğünü öğrendiklerinde de, onu evde tutmaya karar veriyorlar. Zaten küçük kız Yuri de ailesine dönmek istemiyor, ve teknik olarak düpedüz "çocuk kaçırma" olarak adlandırılabilecek bir olayda, bu mutlu ailenin bir parçası olmaya razı oluyor.
Beş yıl önce Like Father Like Son adlı filmini izlediğim Japon yönetmen Hirokazu Kore-eda, o filmdekine çok benzer bir tema üzerinden ilerliyor ve yine "aile nedir, bir aileyi aile yapan sadece kan bağı mıdır" gibi soruları ortaya atmaya devam ediyor. Kore-eda kendi yazdığı senaryosunda bize ciddi şekilde kusurlu oldukları çok açık ama bir yandan da iyi kalpli karakterler sunuyor. Her şeyin siyah-beyaz olmadığını, toplumun "suç" olarak gördüğü bazı olayların ardında daha derin ve insani hikayeler de olabileceğini gösteriyor. Filmdeki oyuncuların tümünün çok doğal ve anı yaşayan performansları seyircinin de bu duygusal yolculuğa eşlik etmesini sağlıyor.
Benim Notum: 7,5 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder