Güney Afrikalı genç yönetmen Neill Blomkamp'in ilk filmi District 9 düşük bütçeyle çekilmiş ama çok özgün bir bilim-kurguydu. Uzaylı istilasını bir alegori olarak kullanan senaryo aslında ırkçılık üzerine yaman laflar etmekteydi. Hem bilim-kurgu sevenlerin hem de eleştirmenlerin beğenisini kazanan film 2009 yılında en iyi film dalında Oscar'a aday bile olmuştu. Blomkamp'in elinde bu kez çok daha fazla bütçe ve Matt Damon ile Jodie Foster gibi A-list yıldızlar var. Senaryo yine bir takım politik mesajlar içeriyor: 2154 yılında suç oranının ve hastalıkların arttığı dünya tamamen bir harabeye dönmüş, zengin ve seçkin sınıf ise dünyayı terkedip Elysium adındaki bir uzay istasyonuna göç etmiştir. Dünyada çürümeye bırakılanlardan fabrika işçisi Max, Elysium'u ele geçirmek üzere yapılan bir plana dahil olur. Kafasını kazıtmış ve omuriliğine bağlı çelik zırhla yarı-robot halini almış bir Matt Damon'ı izlemek elbette tüm aksiyon severler için bulunmaz fırsat. Görsel efektler de çok başarılı. Ancak senaryo için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Sanki Neill Blomkamp kafasında bu iki farklı dünyayı, harabe şeklindeki Los Angeles ve cennet Elysium'u yaratmış, ama sonra bu iki seti nasıl bir öyküyle dolduracağını bilememiş gibi. Jodie Foster ise bir felaket; canlandırdığı Delacourt karakterinin tek boyutlu yazılmış olmasından mıdır nedir, kariyerinin ne yazık ki en kötü performansını sergiliyor. (6,5)
FRAGMAN
FRAGMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder