Ben dahil herkesin Avatar'ı favori gösterdiği bir senede (2009) The Hurt Locker ile hem En İyi Film hem de En İyi Yönetmen ödülünü alan Kathryn Bigelow operasyon bölgelerine geri dönüyor. Bu kez, 11 Eylül saldırılarından hemen sonra kurulan ve tek amacı Usama Bin Ladin'i yakalamak olan CIA içerisindeki özel bir birimin 10 yıla yayılan çalışmalarını, birinci elden tanıklıklardan oluşturulan bir senaryo eşliğinde izliyoruz. Filmin çekim aşamaları başlamışken, 1 Mayıs 2011'de yapılan baskınla Bin Ladin ölü ele geçirilince, senaryo yeniden yazılmış ve filmin sonuna yarım saatlik Pakistan'daki operasyon bölümü eklenmiş. Böylelikle henüz haber başlıkları hafızamızda çok taze olan bir olayı en ince ayrıntısıyla sinema perdesinde izleme imkanını yakalıyoruz. Filmin adı Zero Dark Thirty askeri jargonda Bin Ladin operasyonunun gerçekleştirildiği 00:30 saatini ifade ediyormuş. Kendi adıma Zero Dark Thirty'yi The Hurt Locker'dan çok daha fazla beğendiğimi söylemeliyim. Tıpkı Argo'da olduğu gibi, yakın geçmişin önemli olaylarından birini bir belgesel gerçekliğinde keşfederken, aynı zamanda yaman bir gerilim hikayesi de izliyoruz. Kathryn Bigelow'un bizi olayların tam ortasına yerleştiren kamerası ve aksiyon sahnelerindeki ustalığı filmin etkileyiciliğini arttırıyor. (8,5)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder