Paranormal Activity'lerin ilk ikisini evde izlemiştim, bu son "aktivite"yi ise sinemada gördüm. Bir sinema filmi için bu cümleyi söyleyeceğimi hiç düşünmezdim, ama sanırım Paranormal Activity filmlerini evde izlemek daha etkileyici oluyor. Nedeni şu: tamamen amatör video kamera çekimlerinden oluşan görüntüler bunlar; evde izlediğinizde (DVD, BluRay, vs..) gerçekten birinin kamerasından çıkmış görüntüleri izler gibi oluyorsunuz ve bu durum gerçeklik duygusunu arttırıyor. Sinemada ise film şeridinden veya projeksiyon teknolojisinden kaynaklanan nedenlerle ister istemez perdede küçük çizgiler ya da noktalar oluşabiliyor, bu da sanki o gerilim duygusunu biraz zedeliyor. Serinin bu üçüncü halkasında bu kez ilk iki filmden tanıdığımız Katie ve Kristi kardeşlerin çocukluklarına gidiyoruz. Ondan sonra formül aynı: yine uzun sinir bozucu sessizlikler ve birçok "böö!" sahnesi. Bir vantilatörün alt kısmına tutturularak hareketli hale getirilen kamera fikrinin zekice olduğunu kabul etmek lazım. Kamera belli bir açıya döndüğünde diğer taraftaki sesleri duyuyor ama göremiyorsunuz, kamera diğer açıya doğru dönmeye başladığında ise o bekleme anı epey bir gerilim yaratıyor. Tüm seriye hakim olan "ne olursa olsun elinden kamerasını bırakmayan adam" saçmalığı ise yine mantığı zorluyor. Gecenin bir vakti uyanıyorsunuz, eşiniz ve çocuklarınızın nerede olduğu belli değil ve evden acayip sesler geliyor. Böyle bir durumda "ay gideyim kameramı alayım" mı dersiniz, canınızı kurtarmaya mı bakarsınız? (6) SİNEMADA İZLENDİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder