Bir haftadır arka arkaya vasatı aşamayan yapımlarla haşır neşir olduktan sonra, işi bilen bir yönetmenin elinden çıkma bir film izlemek, kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibi (no pun intended)... 77 yaşına girmesine rağmen, hala sağlam filmler çekmeye devam eden Clint Eastwood bu kez başrol oyuncusundan da büyük destek alıyor. Lise yıllarımda izlediğim Splash (1984)'ten bu yana yaklaşık elli filmde oynayan, başka bir ifadeyle benim yetişkin sinema seyirciliği hayatımın tamamında gözümün önünde olan Tom Hanks, son yıllarda Meryl Streep'in erkek versiyonu halini aldı: hangi filmde oynasa o filmin en güçlü parçası oluyor, hangi role el atsa bir Oscar adaylığı konuşuluyor. Sully'deki sakin, gösterişsiz, "bakın ben büyük oyuncuyum" demeyen ama etkileyici performansıyla da ödül sezonunda aday listelerinde hiç şüphesiz yerini alacak.
2009 yılında bizim haber bültenlerimize de yansıyan gerçek bir olayı anlatan filmde, Hanks iki motoru birden arızalanan bir Airbus A320'yi 155 yolcusu ile birlikte, kimsenin burnu bile kanamadan Hudson nehrine indirmeyi başaran kaptan pilot Chesley 'Sully' Sullenberger'i canlandırıyor. Filmde olaylar kronolojik sırayla anlatılmıyor, hikayenin sonunu herkes bildiği için, kazanın ertesi sabahı ile başlıyoruz. Herkes Sully'yi kahramanlığından dolayı tebrik etmektedir, sigorta şirketi ve güvenlik kurulu hariç... Onlar, acaba Sully uçağı nehire değil de, havaalanına indirebilir miydi, yani aslında kahramanlık şöyle dursun, 155 yolcunun hayatının gereksiz yere tehlikeye atıldığı bir sorumsuzluk mu söz konusu, bunu araştırıyorlar. Yürütülen soruşturma boyunca olay günü ile ilgili bazı detaylar öylesine başarıyla veriliyor ki, filmin ortalarına doğru siz de "acaba" demeye başlıyorsunuz. Eastwood, olayı farklı bakış açılarından son derece gerçekçi bir şekilde tekrar tekrar yeniden canlandırırken, tansiyonu yükseltmeyi de başarıyor. Sonunu bilmenize rağmen yine de geriliyorsunuz. "Gerçekçi" demişken, şu küçük detayı eklemeden geçemeyeceğim: Filmlerde bir uçağın içi genelde hep olduğundan daha büyük görünür, çünkü orası aslında gerçek bir uçak değil oluşturulmuş bir settir. Burada ise yönetmen Clint Eastwood, özellikle kabin içinde mekânın darlığını, kalabalığını bire bir yansıtan gerçekçi bir tarz benimsiyor. İlk kez uçağın içi gerçekten bir A320'nin içi... “Sully” senaryosu kadar kurgusu, kamera kullanımı ve görsel efektleriyle de öne çıkan (özellikle nehre iniş ve kabus sahneleri) başarılı bir yapım.
Benim Notum: 7,5 / 10
Clint Eastwood un yaşı 77 değil 86 dır.
YanıtlaSilDoğru söylüyorsunuz. 1930 doğumlu olduğunu biliyordum da, yaşı hesaplarken toplama çıkarmada hata yapmışım. Dikkatiniz için teşekkürler.
YanıtlaSilBagizi kisiler o sulara atlamanin tehlikeleri filimde bulunmiyor diyor, siz ne dusuniyorsunuz? Asil tahrihde, ucagin direk batma ihtimali oldugunu, bunun cockpitde konusuldugunu ama aslinda sans uzeri olmadigi konusuluyor. Bu filimde gosterilmemistir, ve kahramanimiz "abartilmistir". Ne dusuniyorsunuz?
YanıtlaSil