"Yaşayan yönetmenlerin en iyisi" olarak kabul ettiğim Christopher Nolan (Inception, The Dark Knight Rises) bu kez öncekilere kıyasla daha büyük bir projeye girişiyor. Dünyadaki gıdanın tükenmesi üzerine galakside yeni dünyaları keşfe çıkan bir bilim adamının uzay macerası gibi görünen ana resmin ardında son derece duygusal bir baba-kız hikayesi izliyoruz. Interstellar kusursuz bir film değil belki: anlatımda bazı aksayan noktalar var, örneğin ortalara doğru uzay mekiğinin içindeki bölümlerde bilimsel verileri arka arkaya sıralayalım derken tempo epey düşüyor. Ama artıları eksilerine kıyasla çok daha fazla olan bir yapımla karşı karşıyayız. Filmin hem senaryosunda hem görüntülerinde öylesine zengin ayrıntılar ve öylesine çarpıcı ögeleri var ki... Nolan'daki sinema tutkusuna şapka çıkarmak lazım. Hans Zimmer’in filmi baştan sona kavrayan müziğinin de büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Interstellar'ı büyük bir perdede ve mümkünse iyi bir ses düzeni ile izleyin. Başta bilim-kurgu severler, sinema sanatının ne zor, ne karmaşık öyküleri anlatmaya muktedir olduğuna bir kez daha tanık olmak isteyenlerin kaçırmaması gereken, bu senenin "olay" filmlerinden.
FRAGMAN
FRAGMAN
Benim Notum: 8,5 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder