Filmin teknik üstünlüğüne diyecek yok. Tüm çatışma, patlama ve takip sahneleri büyük bir ustalıkla çekilmiş. Tempolu macera kurgusu anlamında, Labirent'in Türk sinemasında şimdiye kadar ulaşılan noktayı biraz daha ilerilere taşıdığı muhakkak. Tolga Örnek'in Kaybedenler Kulübü'nden hatırladığımız perdeyi ikiye üçe bölme gibi biçimsel denemeleri de filme ayrı bir lezzet katıyor. Tüm bu artılarına rağmen, Labirent'in senaryosu çok basit kalmış. Olay örgüsünü iki cümlede özetlemek mümkün: İstanbul'da radikal İslamcı bir terör örgütü bir intihar saldırısı düzenleyecek; gizli bir Türk istihbarat teşkilatı da bombayı patlatmadan onları yakalamaya çalışıyor. Sanki Tolga Örnek filmle ilgili kafasında planlamayı yaparken bir takım temel taşları (aksiyon, kovalamaca, 24 dizisinden fırlamış havalı bir istihbarat merkezi, vs..) iyi düşünmüş, ama bunların arasını nasıl dolduracağını tam hesaplayamamış. Öyküye biraz daha entrika, aralara bir-iki sürpriz gelişme eklense çok daha iyi olacakmış. Bu haliyle, polisiye aksiyon türünün şablonunu başarıyla uygulayan, kolay izlenen ama çabuk unutulan bir yapım Labirent. (7)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder