13 Temmuz 2011

73. Happy thank you more please

How I Met Your Mother sevenlerden misiniz? Altı senedir CNBC-e'de de yayınlanan bu dizi, Friends sonrasında boşlukta kalıp izleyecek sitcom bulamayan benim gibi az ama öz TV seyreden bünyelere ilaç gibi gelmişti. Hatta ilk sezonundaki bazı bölümlerinin Friends'den bile komik olduğunu iddia edebilirim. Neyse, işte oradaki mimar Ted Mosby'de yani gerçek adıyla Josh Radnor'da meğer ne cevherler varmış. Radnor bu ilk yönetmenlik denemesinde kendi yazdığı bir hikayeyi perdeye aktarıyor. New York'ta yaşayan otuzlu yaşların eşiğindeki üç çiftin mutluluk arayışları olarak özetlenebilecek öyküde Josh Radnor televizyon dizisindeki Ted Mosby tiplemesini neredeyse aynen devam ettiriyor, tabii daha dramatik tonlamalarla. Bu bir komedi değil sonuçta... Bağımsız sinema tadındaki film aslında oldukça klişe sahnelerle başlıyor. Misal, şu manzarayı kırk kere görmedik mi: hızlı bir gecenin sabahında yatakta kız başını oğlanın göğsüne dayamış mutlu mesut uyanırken, kamera yavaş yavaş yukarı doğru çıkar ve gözlerini kocaman açmış olan oğlanın "ben ne yaptım" diyen şoktaki suratını görürüz. Çok ümit vermeyen bir ilk yirmi dakikadan sonra, neyse ki üstün oyunculuklar filmi yavaş yavaş yukarı çıkarıyor ve sizi bu bir grup insana bağlamaya başlıyor. Öyle ki, film bittiğinde "biraz daha bir şeyler olsaydı da izleseydik" diyorsunuz koltuğunuzda otururken. Mütevazı, küçük, hoş bir modern şehir öyküsü. (7)  SİNEMADA İZLENDİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder