Aman aman, ne güzel bir bahar sürprizi... Source Code, sinemadan çıkar çıkmaz bir cafeye oturup üzerinde keyifli sohbetler edilebilecek, konuşurken yeni ayrıntıların farkına varılacak, puzzle gibi filmlerden (yandaki afişinin de puzzle'ı anımsatması boşuna değil). Yüzbaşı Colter Stevens bir sabah kendini Chicago'ya doğru yol alan bir trenin içinde buluyor. Üstelik de bedeni kendi bedeni değildir, aynaya baktığında başka birini görmektedir. Asker bir süre sonra anlar ki, bu bombalı bir terör eylemini durdurmak için yürütülmekte olan bir projedir ve görevi kurbanlardan birinin zihnine girerek bombacıyı bulmaktır. Source Code biraz Inception, biraz Matrix, çokça da Groundhog Day'i anımsatıyor. Her ne kadar tür olarak bilim-kurgu/gerilim etiketini taşısa da, işin "bilimsellik" kısmını sorgulayanlar mutlaka olacaktır. Zaman yolculuğu, paralel evren, vs. hikayelerinin çoğunda olduğu gibi, burada da mantık hataları var. Ama sonuçta sinemaya fizik tezi vermeye gitmiyoruz, değil mi? Kabul edilebilir derecede inandırıcı olması ve bir merak uyandırması sinema eserindeki "bilim"in düzeyi için yeterli bence... Bir saniye bile sıkılmanıza fırsat vermeyen ritmi ile Source Code bunu fazlasıyla başarıyor. Şubat ayındaki Oscar furyasından sonra, bu sene sinemalarda gösterime giren en ilgi çekici filmlerden biri ile karşı karşıyayız. Kuantum fiziği kısmını Fen Lisesi mezunlarına (!) bırakın, siz bu beyin gıdıklayıcı serüvenin tadını çıkarmaya bakın. (8) SİNEMADA İZLENDİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder