26 Nisan 2017

Silence



17. yüzyılda, iki Portekizli Katolik papaz, kayıp akıl hocalarını bulmak için Japonya'ya gidiyorlar. Hristiyanlığı yaymak adına Japonya'ya ayak basan iki genç misyoner Rodrigues ve Garupe, kendilerine tamamen yabancı bir kültürün egemen olduğu bu topraklarda, hiç beklemedikleri bir şiddet ve baskı ortamıyla karşı karşıya kalıyorlar. 

İlk filmini taa 1967 yılında çeken, yıllar içerisinde bize Taksi Şoförü, Kızgın Boğa, Sıkı Dostlar gibi başyapıtları sunmuş olan Hollywood'un efsanevi yönetmeni Martin Scorcese, 75 yaşında ve yönetmenlik kariyerinin ellinci yılında hala kalbur üstü filmler çekmeye devam ediyor. Aslında Silence alışageldiğimiz Scorcese filmlerinden çok farklı bir yapım. Bu Scorcese filminde Robert De Niro, Leonardo DiCaprio, mafya hikayeleri ya da birtakım suç ilişkileri yok. Tempo olarak oldukça ağır ilerleyen bir film Silence. Ama 2 saat 40 dakikalık süresine rağmen ilgiyle izleniyor.   

Meksikalı görüntü yönetmeni Rodrigo Prieto'nun bu sene Oscar'a aday olan görüntüleri enfes çerçeveler eşliğinde şiirsel bir atmosfer yaratıyor. Andrew Garfield Hacksaw Ridge'den hemen sonra, yine inancı için mücadele eden bir karakteri canlandırıyor. Garfield bu sene Hacksaw Ridge'deki rolü ile Oscar'a aday oldu, ama ben olsam onu bu filmdeki performansıyla aday gösterirdim. Oyunculuk anlamında filmin asıl sürprizi ise zalim yargıç Inoue'yi canlandıran Japon oyuncu Issei Ogata. Ogata'nın tarzı yer yer Inglorious Basterds'taki Christoph Waltz'u hatırlatıyor.

Filmle ilgili Türkiye'de çıkan bir iki yazıda, filmin hıristiyanlık propagandası yaptığını okumuştum. Ben buna pek katılmıyorum. Film daha çok inancına sıkı sıkıya bağlı olan insanların inançlarından vazgeçmeye zorlandıklarında nasıl davrandıklarına odaklanan içsel bir yolculuk. Scorsese bir başkasının hayatı için inancınızla sınansanız ne yaparsınız sorusunun peşine düşüyor. Finale kadar da bu sorunun cevabını açık bırakıyor. Film, hem hıristiyan papazların hem de Japon budistlerin bakış açısını sunuyor ve herhangi bir taraf tutmuyor. Papaz Rodriguez ve Japon engizisyonu arasında inanç sistemleri üzerine yapılan tartışmalar filmin bence en ilginç bölümlerini oluşturuyor. Misyonerlik faaliyetinin geçerliliğini sorgulayan senaryo, dini bahane ederek aslında ticaret yollarını geliştirmeyi amaçlayan Batı dünyasının sömürgeci yaklaşımına sağlam bir eleştiri getirmeyi de ihmal etmiyor.  

Silence'daki işkence görüntülerini izlemesi zor. Özellikle ilk yarıdaki çok ağır tempo da filme bağlanmayı güçleştiriyor. Ama sabretmeyi başarabilenler için Silence bir usta yönetmenin elinden çıktığı belli olan, ortaya ilginç sorular atan ve sinematografik açıdan da çok iyi çekilmiş bir film.   

Bu yorumun YouTube videosu


  Silence (2016) on IMDb

Benim Notum: 7,5 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder